Ra'
Forum Master
- Katılım
- 25 Şubat 2025
- Mesajlar
- 882
- Tepkime puanı
- 74
- Puan
- 28
Bu kadar yüksek bir IQ'ya ulaşmış nadir insanlardan biri olan ABD'li Brandenn E. Bremmer'ın iyi başlayan hikâyesi trajediyle sonlanıyor.
1990 yılında doğan Brandenn, henüz 18 aylıkken okuma yazmayı öğrendi. 3 yaşında piyano çalmaya başlayarak müzik kariyerine başlayan dahi çocuk, üstün yetenekleri ve zekasıyla önce ailesinin, sonra dünyanın dikkatini çekti.
Ailesi onun sıradan olmadığını anlayınca Brendann 5 yaşındayken IQ testine sokuldu. Testi tamamlamadan bırakmasına rağmen oldukça ender rastlanan bir puana ulaştı: 178
Liseyi 10 yaşındayken bitirmeyi başardı.
Brandenn diğer üstün zekalı çocuklardan bile farklıydı. Onlar kendilerini çeşitli aktivitelerden uzak tutarken Brandenn ise kamp yapmayı, yüzmeyi, balık tutmayı, buz pateni yapmayı, çizgi film izlemeyi, bilgisayar oyunu oynamayı da seviyordu.
Piyanoya tutkuyla bağlı olduğu için henüz 11 yaşındayken Colorado Üniversitesinden müzik dersleri almaya başladı.
Bir albüm bile yaptı. İkinci albümünün çalışmalarını sürdürürken bütün bunlarla yetinmeyip bir de anesteziuzmanı olmaya karar vererek biyoloji dersleri almaya başladı.
İntihar ettiği 14 yaşında, ailesinin belirttiğine göre Brandenn hiçbir depresif belirtisi olmayan bir çocuktu.
Fakat bir gün annesi ile babası alışverişe gittiğinde kafasına sıkarak intihar etti. Peki bu kadar başarılı ve yetenekli bir çocuğu intihara iten sebep neydi? Bunun kesin bir nedeni bulunmuyor fakat ailesine ve çevresine göre bazı ihtimaller öne çıkıyor.
Brandenn'ın hayatına derinlemesine bakıldığında bir ayağının yetişkinlerin dünyasında, bir ayağının çocukların dünyasında olduğu görülüyordu.
Bu durumun da etkisiyle son derece dengesiz bir düzlemde ayakta kalmaya çalışan bir çocuk olduğu anlaşılıyordu. Örneğin; eğitim gördüğü lisenin müdürünün ifadesine göre, Brandenn lise mezuniyeti konuşmasında bir yetişkinden çok daha olgun bir şekilde konuşup kürsüden hemen indikten sonra diğer çocukların arasına karışıp yaşıtları gibi zıplaya zıplaya içeri geçmişti. Yani saniyeler içinde yetişkinlikten çocukluğa geçen tavırları vardı. Bunu sadece lisede değil üniversitede de yaşamıştı Brandenn.
Brandenn'ın intiharından sonra toplumun eleştiri okları ailesine yönelmişti.
Çocuğun sosyal gelişiminde ailenin hata yaptığı eleştirileri oldu fakat ailesinin belirttiğine göre onlar Brandenn'ı hiçbir zaman bir şeyi öğretmek için zorlamamıştı, Brandenn kendi isteğiyle hareket etmişti.Aile dışında etrafındaki öğretmenleri, arkadaşları, komşuları da onunla nasıl iletişim kurabilecekleri konusunda deneyimsizlerdi.
Brendann, onu farklı kılan tek organına tabancayı sıkarak intihar etti. Kalan diğer organları ise bağışlandı.
Ailesinin anlattığına göre Brendann'ın bazı konularda hassasiyeti artmıştı. Organlarının yardıma muhtaç insanlara bağışlanması amacıyla intihar ettiği olasılığı üzerinde duruluyor. Bunda anestezi uzmanı olmak için biyoloji dersleri almaya başlamasının da etkili olduğu düşünülüyor. Brandenn'ın böbrekleri iki kişiye, karaciğeri 22 aylık bir bebeğe ve kalbi de 11 yaşındaki bir çocuğa verildi.
1990 yılında doğan Brandenn, henüz 18 aylıkken okuma yazmayı öğrendi. 3 yaşında piyano çalmaya başlayarak müzik kariyerine başlayan dahi çocuk, üstün yetenekleri ve zekasıyla önce ailesinin, sonra dünyanın dikkatini çekti.
Ailesi onun sıradan olmadığını anlayınca Brendann 5 yaşındayken IQ testine sokuldu. Testi tamamlamadan bırakmasına rağmen oldukça ender rastlanan bir puana ulaştı: 178
Liseyi 10 yaşındayken bitirmeyi başardı.
Brandenn diğer üstün zekalı çocuklardan bile farklıydı. Onlar kendilerini çeşitli aktivitelerden uzak tutarken Brandenn ise kamp yapmayı, yüzmeyi, balık tutmayı, buz pateni yapmayı, çizgi film izlemeyi, bilgisayar oyunu oynamayı da seviyordu.
Piyanoya tutkuyla bağlı olduğu için henüz 11 yaşındayken Colorado Üniversitesinden müzik dersleri almaya başladı.
Bir albüm bile yaptı. İkinci albümünün çalışmalarını sürdürürken bütün bunlarla yetinmeyip bir de anesteziuzmanı olmaya karar vererek biyoloji dersleri almaya başladı.
İntihar ettiği 14 yaşında, ailesinin belirttiğine göre Brandenn hiçbir depresif belirtisi olmayan bir çocuktu.
Fakat bir gün annesi ile babası alışverişe gittiğinde kafasına sıkarak intihar etti. Peki bu kadar başarılı ve yetenekli bir çocuğu intihara iten sebep neydi? Bunun kesin bir nedeni bulunmuyor fakat ailesine ve çevresine göre bazı ihtimaller öne çıkıyor.
Brandenn'ın hayatına derinlemesine bakıldığında bir ayağının yetişkinlerin dünyasında, bir ayağının çocukların dünyasında olduğu görülüyordu.
Bu durumun da etkisiyle son derece dengesiz bir düzlemde ayakta kalmaya çalışan bir çocuk olduğu anlaşılıyordu. Örneğin; eğitim gördüğü lisenin müdürünün ifadesine göre, Brandenn lise mezuniyeti konuşmasında bir yetişkinden çok daha olgun bir şekilde konuşup kürsüden hemen indikten sonra diğer çocukların arasına karışıp yaşıtları gibi zıplaya zıplaya içeri geçmişti. Yani saniyeler içinde yetişkinlikten çocukluğa geçen tavırları vardı. Bunu sadece lisede değil üniversitede de yaşamıştı Brandenn.
Brandenn'ın intiharından sonra toplumun eleştiri okları ailesine yönelmişti.
Çocuğun sosyal gelişiminde ailenin hata yaptığı eleştirileri oldu fakat ailesinin belirttiğine göre onlar Brandenn'ı hiçbir zaman bir şeyi öğretmek için zorlamamıştı, Brandenn kendi isteğiyle hareket etmişti.Aile dışında etrafındaki öğretmenleri, arkadaşları, komşuları da onunla nasıl iletişim kurabilecekleri konusunda deneyimsizlerdi.
Brendann, onu farklı kılan tek organına tabancayı sıkarak intihar etti. Kalan diğer organları ise bağışlandı.
Ailesinin anlattığına göre Brendann'ın bazı konularda hassasiyeti artmıştı. Organlarının yardıma muhtaç insanlara bağışlanması amacıyla intihar ettiği olasılığı üzerinde duruluyor. Bunda anestezi uzmanı olmak için biyoloji dersleri almaya başlamasının da etkili olduğu düşünülüyor. Brandenn'ın böbrekleri iki kişiye, karaciğeri 22 aylık bir bebeğe ve kalbi de 11 yaşındaki bir çocuğa verildi.