Ra'
Forum Master
- Katılım
- 25 Şubat 2025
- Mesajlar
- 831
- Tepkime puanı
- 74
- Puan
- 28
İspanya’nın Belmez isimli bir kasabasındaki bir evin duvarında kendi kendilerine belirdikleri iddia edilen esrarengiz yüz şekillerinin açıklığa kavuşturulamamış ilginç öyküsü.
Olay 23 Ağustos 1971’de İspanya’nın 2 bin kişilik nüfuslu Belmez Kasabası’nda yaşanıyor. Evin hanımı Maria, bir gün evde otururken mutfaktan gelen bazı sesler üzerine mutfağa gidiyor. Mutfağa vardığında mutfağın duvarında bazı şekiller belirdiğini görüyor. Ne olduğuna anlam veremeyen Maria kışın geçirmiş olduğu ateşli bir hastalıktan dolayı halüsinasyon gördüğünü düşünüyor. Akşam; oğlu Juan ve kocası Miguel eve geldiğinde yaşadığı olayı onlara anlatıyor. Mutfağa giden Juan ve Miguel de gerçekten de bir takım şekillerin duvarda belirmiş olduğunu görüyorlar.
Ertesi akşam bu şekiller insan yüzünü andırmaya başlayınca korkup komşularının evinde bir gece kalıyorlar. Ertesi sabah komşularıyla birlikte eve gelen aile, şekillerin duvarda olduğunu görüp daha da korkuyor. Miguel balyozla duvara sert bir şekilde vurup şekilleri ortadan kaybetmeye çalışıyor fakat kısa süre içinde şekiller duvarda bir kez daha beliriyorlar. Ne yapacağını bilmeyen aile belediyeye başvuruyor. Eve belediyeden bilirkişiler geliyor ve duvarda oluşan şekillerin nasıl oluştuğunu anlamak için ocağın arkasında bulunan 2m 82cm’lik duvarı kırıp, duvarın içine baktıklarında hepsi şok oluyorlar…
Yüz şekillerinin belirmiş olduğu o duvarın arkasındaki boşlukta; 1200’lü yıllardan kalma oldukları tahmin edilen bir sürü kemik, insan iskeleti ve kafası olmayan bir insan iskeleti buluyorlar. Din görevlileri ve bilir kişiler eşliğinde tüm kemikler toplanıp, Katolik Mezarlığı’na defnediliyor ve duvar da sıvanarak kapatılıyor. Duvarın kapatıldığı akşam bir daha bu olayların tekrar etmeyeceğini düşünen aile mutlu bir şekilde uyuyorlar. Ancak ertesi sabah uyandıklarında bir iki tane olan yüz şekilleri bu sefer dört beşe yükseliyor hatta duvarda çıkan şekiller bu sefer kızgın insan yüzlerine iyice benziyorlar.
Bu duruma oldukça sinirlenen evin erkek oğlu Juan, eline aldığı balyozla duvara koşup tam vuracağı sırada balyozu kaldığı kolu bir güç tarafından tutularak mutfağın diğer köşesine fırlatılıyor. Nihayetinde bu olay hakkında anlatılanlar kasaba sınırlarını aşıyor ve birçok kişi meraklarını tatmin etmek amacıyla kasabaya geliyor. Meraklı turistler nedeniyle kasabanın normalde iki bin olan nüfusu kısa sürede 20 binlere ulaşıyor. Polis duruma müdahale edip, kasaba giriş ve çıkışlarını kapatıyor.
Belmez Kasabasında Duvarda Beliren Portre : Resimler Gizemi
Belmez Kasabasında Duvarda Beliren Portre – Resimler
Tüm görevliler bu olayı araştırırken bir ihtimal buluyorlar. Evin büyük oğlu… Ailenin o evde yaşamayan ressam bir oğulları vardır. Polis başka bir yerde yaşamakta olan evin büyük oğlundan şüpheleniyor. Evdeki yüz şekillerini bir kez daha kaldırıp, aileyi bir otele yerleştiriyorlar. Evin camlarını, kapılarını kilitleyip, yirmi dört saatliğine evi mühürlüyorlar. Eve tekrar girdiklerinde yüz şekillerinin bir kez daha ortaya çıktığını görüyorlar ve evin büyük oğlu üzerindeki bütün şüpheler de kalkmış oluyor.
Sonrasında olay detaylı bir şekilde araştırılıyor; özel araştırmacılar görevlendiriliyor. Bu süreçte yüzlerin her geçen gün gençleştiği görülüyor. Eve Miguel ve Juan geldiğinde yüz şekilleri kızgın, sinirli bir ifade aldıkları fakat evin hanımı Maria geldiğinde mutlu bir şekil aldıkları gözlemleniyor. Araştırma ve gözlem amacıyla evin baştan sona sıvanıp, tam üç ay boyunca mühürlenmesine karar veriliyor. Üç ay sonra eve girildiğinde yüz şekillerinin sayısının arttığı gözlemleniyor. Hatta evin tabanında bile yüzler belirmiş oluyor.
İlerleyen zamanlarda evin erkeği Miguel kalp yetmezliğinden dolayı evde ölmüş. Bununla eşzamanlı olarak duvardaki yüzler güler bir hal almış. Aradan iki ay geçtikten sonra; Maria evde dolanırken duvardaki yüzlere yeni bir yüzün daha eklenmiş olduğunu görür. Bu yeni yüz, kısa süre önce o evde ölmüş olan kocası Miguel’e aittir. Evin hanımı 85 yaşına geldiğinde hastanede son günlerini geçirirken “Ben evime dönmek istiyorum” dediği için son günlerini geçirmesi amacıyla evine götürülmüş ve bir kaç gün içinde burada ölmüştür. Evdeki esrarengiz yüz fenomeninin bu vefatla birlikte son bulabileceğini düşünen araştırmacılarsa şaşkınlık verici bir durumla daha karşılaşmışlar: Miguel’in yüzünün yanında Maria’nın da yüzü de duvardaki yerini almış…
Editörün Yorumu
Bu olay hakkında yukarıda yazılanları okuduktan sonra, konuyu biraz daha araştırmak amacıyla google’a bir göz atayım dedim. Okuduklarımdan anladığım kadarıyla bütün bu hikaye aslında turizm amaçlı, güzel bir kurgu. Olayın duyulmasının (duyurulmasının) hemen ardından Belmez kasabasının çok kısa süre içerisinde 20 bin ziyaretçi çekmesi bile bu şüphenin oluşmasında yeterli. Eski Roma hukukunda çok sevdiğim ve ünlü bir kaide / kural vardır. Bir cinayet işlendiğinde ilk şuna bakılır: Kime yarıyor. Aynı mantık sorgulayıcı bir akıl için hemen her olaya uyarlanabilir, güvenilir bir yol göstericidir.
Her ne kadar haberler, başta belediye olmak üzere muhtelif resmi kurumların ve bazı bilim adamlarının açıklamalarını içeriyor olsa da zaten bütün bunlar, anlatılanların profesyonel bir halkla ilişkiler çalışması olduğunun başka bir göstergesi. Edindiğim izlenime göre söz konusu gizemli hikayenin oluşturulma ve yayılmasında zaten bizzat belediye başat oyuncu.
Öncelikle ortada resmi, gerçek, bilimsel nesnelliğe sahip, geçerli herhangi bir kayıt yok. Bakın delilden söz etmiyorum; kayıtların mevcudiyetinden söz ediyorum. Zaten var olsalar bile bizim gibi sıradan insanlar yahut bu turizm tuzağına kapılıp, adı geçen İspanyol kasabasına ziyarete gidenlerin bunlara ulaşma imkanı yok. Zaten kimsenin de işi bu kadar derinlemesine soruşturacak düşünce yapısı da yok. Olayla ilgili olarak elimizdeki tüm veriler “Şu şunu dedi, bu bunu dedi…” şeklinde. Dedikodu yani. Yaşandığı iddia edilen olayları tecrübe eden kişiler de hayatta değil. Zaten olsalar bile onların da bu kurgunun içinde bilinçli olarak yer alıp almadıkları şüphe konusu olmalıydı.
İnternetten araştırma yaptığınızda Hürriyet, Milliyet vb. gibi köklü, ciddi basın kuruluşlarının kahir ekseriyetinde söz konusu gizemle ilgili en az birer habere sahip olduklarını göreceksiniz. Yayıncı kuruluşların, medya dünyasının ağır abileri olması sizi yanıltmasın. Her biri, her ne kadar konuya dair haberleri içinde resmi kurum, uzman(!) görüşleri vb. öğelerle haberlerini zenginleştirmeye çalışmış olsalar da dikkatinizi çekerim haberler hep foto galeri şeklinde. Bilmeyenleriniz için söyleyeyim; foto galerili haberler, aeo performansını artırmak amacıyla tıklama uzağıdır. En büyük faydaları yayıncı kuruluşun web sayfasının ziyaretçilerinin kişi başı tıklama oranını artırmaktır. Yani bütün basın kuruluşları web sitelerinde bu habere yer veriyorlar diye, boş yere “Koca bilmem ne gazetesi haber yaptığına göre; vardır bir aslı…” gibi saçma fikirlere kapılmayın derim.
Alinti
Olay 23 Ağustos 1971’de İspanya’nın 2 bin kişilik nüfuslu Belmez Kasabası’nda yaşanıyor. Evin hanımı Maria, bir gün evde otururken mutfaktan gelen bazı sesler üzerine mutfağa gidiyor. Mutfağa vardığında mutfağın duvarında bazı şekiller belirdiğini görüyor. Ne olduğuna anlam veremeyen Maria kışın geçirmiş olduğu ateşli bir hastalıktan dolayı halüsinasyon gördüğünü düşünüyor. Akşam; oğlu Juan ve kocası Miguel eve geldiğinde yaşadığı olayı onlara anlatıyor. Mutfağa giden Juan ve Miguel de gerçekten de bir takım şekillerin duvarda belirmiş olduğunu görüyorlar.
Ertesi akşam bu şekiller insan yüzünü andırmaya başlayınca korkup komşularının evinde bir gece kalıyorlar. Ertesi sabah komşularıyla birlikte eve gelen aile, şekillerin duvarda olduğunu görüp daha da korkuyor. Miguel balyozla duvara sert bir şekilde vurup şekilleri ortadan kaybetmeye çalışıyor fakat kısa süre içinde şekiller duvarda bir kez daha beliriyorlar. Ne yapacağını bilmeyen aile belediyeye başvuruyor. Eve belediyeden bilirkişiler geliyor ve duvarda oluşan şekillerin nasıl oluştuğunu anlamak için ocağın arkasında bulunan 2m 82cm’lik duvarı kırıp, duvarın içine baktıklarında hepsi şok oluyorlar…
Yüz şekillerinin belirmiş olduğu o duvarın arkasındaki boşlukta; 1200’lü yıllardan kalma oldukları tahmin edilen bir sürü kemik, insan iskeleti ve kafası olmayan bir insan iskeleti buluyorlar. Din görevlileri ve bilir kişiler eşliğinde tüm kemikler toplanıp, Katolik Mezarlığı’na defnediliyor ve duvar da sıvanarak kapatılıyor. Duvarın kapatıldığı akşam bir daha bu olayların tekrar etmeyeceğini düşünen aile mutlu bir şekilde uyuyorlar. Ancak ertesi sabah uyandıklarında bir iki tane olan yüz şekilleri bu sefer dört beşe yükseliyor hatta duvarda çıkan şekiller bu sefer kızgın insan yüzlerine iyice benziyorlar.
Bu duruma oldukça sinirlenen evin erkek oğlu Juan, eline aldığı balyozla duvara koşup tam vuracağı sırada balyozu kaldığı kolu bir güç tarafından tutularak mutfağın diğer köşesine fırlatılıyor. Nihayetinde bu olay hakkında anlatılanlar kasaba sınırlarını aşıyor ve birçok kişi meraklarını tatmin etmek amacıyla kasabaya geliyor. Meraklı turistler nedeniyle kasabanın normalde iki bin olan nüfusu kısa sürede 20 binlere ulaşıyor. Polis duruma müdahale edip, kasaba giriş ve çıkışlarını kapatıyor.
Belmez Kasabasında Duvarda Beliren Portre : Resimler Gizemi
Belmez Kasabasında Duvarda Beliren Portre – Resimler
Tüm görevliler bu olayı araştırırken bir ihtimal buluyorlar. Evin büyük oğlu… Ailenin o evde yaşamayan ressam bir oğulları vardır. Polis başka bir yerde yaşamakta olan evin büyük oğlundan şüpheleniyor. Evdeki yüz şekillerini bir kez daha kaldırıp, aileyi bir otele yerleştiriyorlar. Evin camlarını, kapılarını kilitleyip, yirmi dört saatliğine evi mühürlüyorlar. Eve tekrar girdiklerinde yüz şekillerinin bir kez daha ortaya çıktığını görüyorlar ve evin büyük oğlu üzerindeki bütün şüpheler de kalkmış oluyor.
Sonrasında olay detaylı bir şekilde araştırılıyor; özel araştırmacılar görevlendiriliyor. Bu süreçte yüzlerin her geçen gün gençleştiği görülüyor. Eve Miguel ve Juan geldiğinde yüz şekilleri kızgın, sinirli bir ifade aldıkları fakat evin hanımı Maria geldiğinde mutlu bir şekil aldıkları gözlemleniyor. Araştırma ve gözlem amacıyla evin baştan sona sıvanıp, tam üç ay boyunca mühürlenmesine karar veriliyor. Üç ay sonra eve girildiğinde yüz şekillerinin sayısının arttığı gözlemleniyor. Hatta evin tabanında bile yüzler belirmiş oluyor.
İlerleyen zamanlarda evin erkeği Miguel kalp yetmezliğinden dolayı evde ölmüş. Bununla eşzamanlı olarak duvardaki yüzler güler bir hal almış. Aradan iki ay geçtikten sonra; Maria evde dolanırken duvardaki yüzlere yeni bir yüzün daha eklenmiş olduğunu görür. Bu yeni yüz, kısa süre önce o evde ölmüş olan kocası Miguel’e aittir. Evin hanımı 85 yaşına geldiğinde hastanede son günlerini geçirirken “Ben evime dönmek istiyorum” dediği için son günlerini geçirmesi amacıyla evine götürülmüş ve bir kaç gün içinde burada ölmüştür. Evdeki esrarengiz yüz fenomeninin bu vefatla birlikte son bulabileceğini düşünen araştırmacılarsa şaşkınlık verici bir durumla daha karşılaşmışlar: Miguel’in yüzünün yanında Maria’nın da yüzü de duvardaki yerini almış…
Editörün Yorumu
Bu olay hakkında yukarıda yazılanları okuduktan sonra, konuyu biraz daha araştırmak amacıyla google’a bir göz atayım dedim. Okuduklarımdan anladığım kadarıyla bütün bu hikaye aslında turizm amaçlı, güzel bir kurgu. Olayın duyulmasının (duyurulmasının) hemen ardından Belmez kasabasının çok kısa süre içerisinde 20 bin ziyaretçi çekmesi bile bu şüphenin oluşmasında yeterli. Eski Roma hukukunda çok sevdiğim ve ünlü bir kaide / kural vardır. Bir cinayet işlendiğinde ilk şuna bakılır: Kime yarıyor. Aynı mantık sorgulayıcı bir akıl için hemen her olaya uyarlanabilir, güvenilir bir yol göstericidir.
Her ne kadar haberler, başta belediye olmak üzere muhtelif resmi kurumların ve bazı bilim adamlarının açıklamalarını içeriyor olsa da zaten bütün bunlar, anlatılanların profesyonel bir halkla ilişkiler çalışması olduğunun başka bir göstergesi. Edindiğim izlenime göre söz konusu gizemli hikayenin oluşturulma ve yayılmasında zaten bizzat belediye başat oyuncu.
Öncelikle ortada resmi, gerçek, bilimsel nesnelliğe sahip, geçerli herhangi bir kayıt yok. Bakın delilden söz etmiyorum; kayıtların mevcudiyetinden söz ediyorum. Zaten var olsalar bile bizim gibi sıradan insanlar yahut bu turizm tuzağına kapılıp, adı geçen İspanyol kasabasına ziyarete gidenlerin bunlara ulaşma imkanı yok. Zaten kimsenin de işi bu kadar derinlemesine soruşturacak düşünce yapısı da yok. Olayla ilgili olarak elimizdeki tüm veriler “Şu şunu dedi, bu bunu dedi…” şeklinde. Dedikodu yani. Yaşandığı iddia edilen olayları tecrübe eden kişiler de hayatta değil. Zaten olsalar bile onların da bu kurgunun içinde bilinçli olarak yer alıp almadıkları şüphe konusu olmalıydı.
İnternetten araştırma yaptığınızda Hürriyet, Milliyet vb. gibi köklü, ciddi basın kuruluşlarının kahir ekseriyetinde söz konusu gizemle ilgili en az birer habere sahip olduklarını göreceksiniz. Yayıncı kuruluşların, medya dünyasının ağır abileri olması sizi yanıltmasın. Her biri, her ne kadar konuya dair haberleri içinde resmi kurum, uzman(!) görüşleri vb. öğelerle haberlerini zenginleştirmeye çalışmış olsalar da dikkatinizi çekerim haberler hep foto galeri şeklinde. Bilmeyenleriniz için söyleyeyim; foto galerili haberler, aeo performansını artırmak amacıyla tıklama uzağıdır. En büyük faydaları yayıncı kuruluşun web sayfasının ziyaretçilerinin kişi başı tıklama oranını artırmaktır. Yani bütün basın kuruluşları web sitelerinde bu habere yer veriyorlar diye, boş yere “Koca bilmem ne gazetesi haber yaptığına göre; vardır bir aslı…” gibi saçma fikirlere kapılmayın derim.
Alinti