Aile İçi Sözel Şiddet

Günlük hayatimizin her aninda, okulda, is yerinde, sokakta ve kendi dört duvarimizin içerisinde sözel siddete maruz kaliyoruz. Bize karsi yapilan sözlü bir saldiri olmasa dahi çevremizde kaba ve küfürlü sözler söylenildigini, yüksek sesle tartisildigini duyuyoruz. Cevremizdeki sevgiden yoksun bu tür insanlardan uzaklasmamiz mümkün fakat aile içerisindeki sözel siddetten uzaklasmak, kendimizi ve aile bireylerimizi bu saldirilardan korumak hiç de kolay degil. Aile içerisinde gerçeklesen sözel saldirilardan korunmaktan çok bu sorunun ortadan kaldirilmasi için gayret etmek çok daha önemlidir.



Her evlilikte ve iliskide tartismalar mutlaka olur ancak her tartismanin bir haddi, sinir ve ölçüsü olmalidir. Bu tartismalar bagirma, igneleme, hakaret derecesine vardigi zaman sözel siddet baslamistir. Önceleri küçük tartismalarla baslayan anlasmazliklar, zaman içinde kavgalara dönüsürken, karsi tarafin gururunun incitmesi, kendi gibi düsünüp davranmaya zorlamasi sözel ve duygusal siddetin baslangicini olusturuyor. Siddete maruz kalan es (Kadin) baslangicta bunun da bir siddet uygulamasi oldugunu anlamiyor, iliskinin içinde pasif ve ürkek bir konuma geliyor. Esinin aniden bagirmaya baslamasini engelemek için ve daha fazla öfkelendirmemek için susmayi seçiyor.

Sözel siddet kendisini zor hissettiriyor. Siddete maruz kalmis es ruhsal açidan yasadigi sorunlarin farkina vardigi zaman ruh sagligi önemli yaralar alabilir. Siddete ugrayan kadinlarda had safhada korku, ürkeklik, sessizlik, çekingenlik, uykusuzluk, bitkinlik, seslere karsi asiri tepki, bas dönmesi, ayakta güçlükle durma, unutkanlik, irkilme, öfke patlamalari, çarpinti, asiri yorgunluk, aglama krizleri, umutsuzluk, yalnizlik hissine kapilma,hayata ve kendine karsi güvensizlik ve ümitsizlik görülür.

Saglikli bir iliskide ne fiziksel, ne de ruhsal siddetin yeri kesinlikle yoktur. Her ne sekilde olursa olsun siddete ugrayan insanlarin sessiz kalmalari kesinlikle çözüm degildir. Ruhsal siddet uygulayan insanlar kendine öz güveni zayif ve kendi degersizligi ile bogusan insanlardir. Esine uyguladi siddet ile onun üzerinde güç hissi yaratmaya çalisir. Korku kesinlikle sevgi odakli bir iliskinin parçasi degildir ve sözel siddete maruz kalan tarafin bunu kabul etmemesi gerekir. Bu konuda uzmanlasmis bir kisiden yardim alinmasi çok önemlidir. Ancak bu sekilde siddet sebebi ile rahatsizlik yasayan es kendisini tekrar güçlü hissetmeye, kendisine inanmaya ve gerçekten yasamak istedigi hayati yasamaya baslar.