Ra'
Yönetici
- Katılım
- 25 Şubat 2025
- Mesajlar
- 1.689
- Tepkime puanı
- 96
- Puan
- 48
Psikiyatrik rahatsızlıklar birbirinden çok farklı görünür: Şizofreni, bipolar bozukluk, otizm, ağır depresyon ve dikkat dağınıklı hiperaktivite bozukluğu.
Fakat araştırmacı lara göre bu tür hastalıkların oluşmasını sağlayan birçok ortak genetik bozukluk var. Hangi hastalığın oluşacağına ise çevresel faktörler ve diğer genetik bozukluklar karar veriyor. Lancet'te yayınlanan araştırma, dünyanın dört bir yanındaki 60 binden fazla insanın genetik verilerine dayanıyor. Araştırmanın yazarları bunun psikiyatrik bozukluklarla ilgili en büyük genetik araştırma olduğunu söylüyor. Bulgular, akıl hastalıklarına, hastalıkların semptomlarına değil altında yatan genetik bozukluklara dayanarak teşhis koymayı hedefleyen ve git gide yaygınlaşan bir görüşü destekliyor. Söz konusu bozukluklardan ikisi, beyindeki büyük bir sinyal merkezinde kullanılan genlerde keşfedilmişti.
Bu, yanlış gidebilecek süreçlere dair ipuçları ve hastalıkları tedavi etmeye yönelik ipuçları sunuyor. Araştırmanın başyazarı olan Harvard Tıp Fakültesi ve Massachusetts General Hospital'dan Psikiyatri Profesörü Jordan Smoller, "Tespit ettiğimiz şey, buzdağının sadece görünen yüzü" diyor. Stanley Psikiyatrik Araştırmalar Merkezi'nin genetik bilimi direktörü Steven McCarroll, araştırmanın önemli olduğunu söylüyor. Araştırmaya dâhil olmayan McCarroll, "Bulguların rastgele genlerle alakalı olmaması çok önemli" diyor. 2007'de araştırmacılar 19 ülkedeki çalışmalardan elde edilen genetik verileri incelemeye başladı.
Üç milyon DNA kodundan oluşan genetik materyal boyunda sıralanan milyonlarca noktada herhangi bir farklılık olup olmadığına bakıyorlardı. Sordukları soru şuydu: Psikiyatrik rahatsızlıkları olan kişiler, bu noktalardan birinde ayırt edici bir DNA düzenine sahipler mi? Araştırmacı lar psikiyatrik rahatsızlıkların yaygın olduğu ailelerdeki genleri zaten incelemişti.
Psikiyatrik hastalıklarla bağlantısı olan birkaç olağandışı kromozom bozukluğu keşfettiler. Ama onları asıl şaşırtan şey, genetik bozukluğu olan kişi bir hastalığa yakalanırken, aynı mutasyona sahip olan bir akrabasının başka bir hastalığa yakalanmasıydı. Yeni araştırma psikiyatrik rahatsızlıklar açısından risk teşkil eden dört DNA bölgesi keşfetti. Smoller'ın söylediğine göre, bunların ikisinde hangi genlerin olduğu ve bu genlerin ne yaptığı belli değil. Diğer ikisiyse, nöronlar beyne sinyal gönderdiğinde kullanılan kalsiyum kanallarının birer parçası olan genleri içeriyor.
Smoller, "Kalsiyum kanalı bulgusu, kalsiyum kanalının işleyişini etkileyecek tedavilerin, bir dizi rahatsızlıkta etkili olabileceğini gösteriyor" diyor. Araştırmacılar kalsiyum kanallarını bloke eden ve şu anda yüksek tansiyonu tedavi etmek için kullanılan ilaçların, bipolar rahatsızlık için de yararlı olabileceğini düşünüyor. Massachuset t s Genera l Hospital'dan Doktor Roy Perlis, bipolar bozukluğu olan 10 kişinin kalsiyum kanalı blokeri kullandığı bir çalışmayı t amamladı. İlacı şizofrenler üzerinde de denemek istiyor. Buna karşın insanların kendi başlarına kalsiyum kanalı blokeri kullanmamaları gerektiğini söylüyor. "İlacın güvenli olduğundan ve işe yaradığından emin olmalıyız" diyor.
Fakat araştırmacı lara göre bu tür hastalıkların oluşmasını sağlayan birçok ortak genetik bozukluk var. Hangi hastalığın oluşacağına ise çevresel faktörler ve diğer genetik bozukluklar karar veriyor. Lancet'te yayınlanan araştırma, dünyanın dört bir yanındaki 60 binden fazla insanın genetik verilerine dayanıyor. Araştırmanın yazarları bunun psikiyatrik bozukluklarla ilgili en büyük genetik araştırma olduğunu söylüyor. Bulgular, akıl hastalıklarına, hastalıkların semptomlarına değil altında yatan genetik bozukluklara dayanarak teşhis koymayı hedefleyen ve git gide yaygınlaşan bir görüşü destekliyor. Söz konusu bozukluklardan ikisi, beyindeki büyük bir sinyal merkezinde kullanılan genlerde keşfedilmişti.
Bu, yanlış gidebilecek süreçlere dair ipuçları ve hastalıkları tedavi etmeye yönelik ipuçları sunuyor. Araştırmanın başyazarı olan Harvard Tıp Fakültesi ve Massachusetts General Hospital'dan Psikiyatri Profesörü Jordan Smoller, "Tespit ettiğimiz şey, buzdağının sadece görünen yüzü" diyor. Stanley Psikiyatrik Araştırmalar Merkezi'nin genetik bilimi direktörü Steven McCarroll, araştırmanın önemli olduğunu söylüyor. Araştırmaya dâhil olmayan McCarroll, "Bulguların rastgele genlerle alakalı olmaması çok önemli" diyor. 2007'de araştırmacılar 19 ülkedeki çalışmalardan elde edilen genetik verileri incelemeye başladı.
Üç milyon DNA kodundan oluşan genetik materyal boyunda sıralanan milyonlarca noktada herhangi bir farklılık olup olmadığına bakıyorlardı. Sordukları soru şuydu: Psikiyatrik rahatsızlıkları olan kişiler, bu noktalardan birinde ayırt edici bir DNA düzenine sahipler mi? Araştırmacı lar psikiyatrik rahatsızlıkların yaygın olduğu ailelerdeki genleri zaten incelemişti.
Psikiyatrik hastalıklarla bağlantısı olan birkaç olağandışı kromozom bozukluğu keşfettiler. Ama onları asıl şaşırtan şey, genetik bozukluğu olan kişi bir hastalığa yakalanırken, aynı mutasyona sahip olan bir akrabasının başka bir hastalığa yakalanmasıydı. Yeni araştırma psikiyatrik rahatsızlıklar açısından risk teşkil eden dört DNA bölgesi keşfetti. Smoller'ın söylediğine göre, bunların ikisinde hangi genlerin olduğu ve bu genlerin ne yaptığı belli değil. Diğer ikisiyse, nöronlar beyne sinyal gönderdiğinde kullanılan kalsiyum kanallarının birer parçası olan genleri içeriyor.
Smoller, "Kalsiyum kanalı bulgusu, kalsiyum kanalının işleyişini etkileyecek tedavilerin, bir dizi rahatsızlıkta etkili olabileceğini gösteriyor" diyor. Araştırmacılar kalsiyum kanallarını bloke eden ve şu anda yüksek tansiyonu tedavi etmek için kullanılan ilaçların, bipolar rahatsızlık için de yararlı olabileceğini düşünüyor. Massachuset t s Genera l Hospital'dan Doktor Roy Perlis, bipolar bozukluğu olan 10 kişinin kalsiyum kanalı blokeri kullandığı bir çalışmayı t amamladı. İlacı şizofrenler üzerinde de denemek istiyor. Buna karşın insanların kendi başlarına kalsiyum kanalı blokeri kullanmamaları gerektiğini söylüyor. "İlacın güvenli olduğundan ve işe yaradığından emin olmalıyız" diyor.
